

gezi
228
Şah Pilavı ve Günün Sonu
Aslında günlük programımızın devamında otele gidip hazırlanıp
ardından Bakü’nün meşhur restoranlarından birinde akşam yeme-
ği yemek vardı. Ama zamansızlıktan ötürü otele uğramadan gün-
lük gezi kıyafetlerimizle restorana gittik. Etrafımızda takım elbiseli
beyefendiler ve süslü hanımefendileri görünce giyimimizden ötürü
utanmadık değil ama biz turistiz dedik ve kendimizi bir şekilde
rahatlattık. Yemek boyunca bize Azerbaycan musikileri seslendi-
ren üç kişilik bir ekip eşlik etti. Türküler eşliğinde Azerbaycan’a
özel tatları deneyimledik. Burada öğle yemeğinden farklı olarak
dışı lavaşla kaplı içinde kestane, safran ve et bulunan Şah pilavını
yedik. Keyifli bir sohbetin ardından eski bir hamam olan restoran-
dan ayrıldık.
Yorucu geçen bir günün ardından otelimize gittik ve Bakü’deki
son günümüze dinlenmiş olarak devam etmek için odalarımıza
çekildik.
‘Odlar Ülkesi Sürat Zirvesinde’
19 Haziran’da Formula 1’e
Ev Sahipliği Yapıyor
Bakü’deki ikinci günümüze erken başlıyoruz. Çünkü Bakü Haziran
ayında Formula 1 yarışlarına sahne oluyor ve test sürüşü olacağı
için yolların kapanacağını öğreniyoruz. Yarış Monaco’daki gibi
şehrin içinde gerçekleşecek ve ummalı hazırlıklar aylar öncesinden
başlamış, şehir Formula 1 pistine dönüşmüştü. Güne ‘Müasır İnce-
sanat Müzesi’ yani Modern Sanatlar Müzesi ziyaretiyle başlıyoruz.
Müze saat 11’de açılıyor. Biz ise saat 10’da kapısındayız. Bir saat bek-
leyeceğimizi öğreniyoruz ve Azerbaycan’a özel bir tatlı yemediği-
mizi düşünerek şehrin sosyetik mekanlarından biri olan baklavacı-
ya gidiyoruz. Burada çalışanlar ise bizi 12’de kabul edebileceklerini
söylüyorlar ama sonra misafirperverlikleri devreye giriyor ve içeri
davet ediyorlar. Burada hem karanfilli hem de Adi Çay yani normal
çay içiyoruz. Baklava çeşitlerinden ve Şekerbura adlı tatlıdan ikram
ediliyor. Sohbet eşliğinde yiyor-içiyor ve saatin 11:00’ı göstermesiyle
birlikte soluğu yürüyerek Modern Sanatlar Müzesinde alıyoruz.
Yürüyüş esnasında sokakların temizliği, binaların düzeni ve cadde-
lerin genişliği hakkında konuşuyoruz. Şehir üstümüze gelmiyor ve
ferah ferah adımlarımızı atıyoruz.
Müasır İncesanat Müzesi
1000’den Fazla Esere Ev Sahipliği Yapıyor
Modern sanatlar müzesine sıkı güvenlikten geçerek giriyoruz.
Burası 2009 yılında İlham Aliyev’in eşi Mehreban Aliyeva’nın
isteği üzerine hayata geçmiş. Müzede çoğunluğu çağdaş sanat
olmak üzere 1000’den fazla eser bulunuyor. Çoğunluğu resim olan
eserlerin küçük bir bölümünü heykeller oluşturuyor. Bu heykeller
arasında Salvador Dali’nin de bir eseri bulunuyor.
Müzede bulunan eserler özellikle Azerbaycan’ın avangart akımını
temsil ediyor ve Settar Behlülzade, Büyükağa Mirzezade, Elmira
Şahtahtinskaya, Tahir Salahov, Ömer Eldarov, Nadir Abdur-
rahmanov, Eşref Murad, Fazıl Necefov, Mamed Mustafayev, Ali
İbadullayev, Fuad Salayev, Ferhad Halilov, Darvin Velibekov, Eldar
Memmedov, Mikail Abdurahmanov, Museib Amirov, Mahmud
Rustamov, Hüseyin Hakverdi, Eliyar Alimirzayev, Reşid Babayev ve
Altay Sadıkzade gibi Azerbaycanlı ressam ve heykeltıraşların eser-
lerini inceliyoruz. Yabancı ressam ve heykeltıraşlardan ise Salvador
Dali, Pablo Picasso ve Marc Chagall’ın eserleri sergileniyor.
Zaha Hadid’in Bakü’deki İmzası;
Haydar Aliyev Kültür Sanat Sarayı
Modern Sanatlar Müzesi’nin ardından sırada Bakü’ye adım attı-
ğımız andan beri gitmeyi merakla beklediğimiz Haydar Aliyev
Kültür Sanat Merkezi var. Burası mimarlık dünyasının Fütüristik
Şehrazatı Zaha Hadid tarafından tasarlanan ve geçtiğimiz aylarda
hayatını kaybeden mimarın dünyaya attığı imzalardan birisi. Dış
görünümüyle bizleri büyüleyen bina içeriye adım atmamızla bir-
likte bizi etkilemeye devam ediyor. Bütünlüğü daha net verebilmek
için burada sürekli panorama fotoğraflar çekiyoruz. Binada 90
derecelik açı göremiyorsunuz. Kısacası şimdiye kadar eserlerine
fotoğraflardan görmüş olduğum Zaha Hadid’in zekasına, dehasına
bir kere daha hayran oluyorum. Keşke ölmeden ülkemize de bir
eser bırakabilseydi diye içimden geçiriyorum. Haydar Aliyev Kültür
Sanat Sarayı’nde Azerbaycan’ın İncileri ve Minyatür Eserler sergi-
sini geziyoruz. Azerbaycan’ın tarihine doğru keyifli bir yolculuk
yapıp ülkeyi baştan aşağı gezmişçesine eserleri bir kez de minya-
tür halleriyle görüyoruz. Burada gördüklerimi anlatmam tabi ki
imkansız. Ama çok merak ediyorsanız Bakü’ye gidip bu güzel şehri
gezip tarihine yolculuk yapmanızı tavsiye ederim.
Bir an İçin İstanbul’da
Olduğumuzu Düşündük
Muhteşem Haydar Aliyev Kültür Sanat Sarayı’nı gezdikten sonra
rehberimiz Ruslan bize artık serbest olduğumuzu söylüyor. Bir gün
önce bizi pazara götürme sözü verdiğini hatırlatıyoruz ve hırda-
vatçılar çarşısından doğru içinde antika parçaların, baharatların,
Hazar Denizi’nden çıkan balıkların satıldığı pazara yöneliyoruz.
Hedefimiz antikacılar. Fiyatlar ucuz ama İçeri şehirde gördüğümüz
parçalar gibi parçalara burada rastlayamıyoruz. Yine de hediyelik
bir şeyler alıyoruz ve Bakü’nün Nişantaşı ve İstiklal Caddesi gibi
olan caddelerine gezmeye gidiyoruz. Bir bölüm var ki burada
olmayan lüks marka yok. Dünyaca ünlü moda markaların tümü
Bakü’de kendine kocaman mağazalar açmış. Bizim ağırlıklı olarak
gezindiğimiz cadde ise Türk markalarının yoğun olduğu cadde
idi. Burada nereye baksak Türk markası vardı. Bir de Beşiktaş’ın
şampiyonluğunu kutlayan Azerbaycanlı vatandaşlar. Sıkı Beşiktaş
taraftarı olan Ruslan, Azerbaycanlıların Beşiktaş’a büyük bir sem-
pati duyduğunu belirtiyor. Oldukça keyif aldığımız cadde turunda
en çok dikkatimizi çeken şey Azerbaycanlı kadınların Pazar günü
dahi süsünden püsünden ödün vermemesiydi. Genç yaşlı hemen
hemen hepsi yüksek topuklu ayakkabılarıyla ve abartılı moda anla-
yışlarıyla Bakü caddelerinde arzı endam ediyorlardı.
Ve artık vakit gelmişti. Eve dönmeliydik. Bakü güzeldi ama insan
İstanbul’u yine de özlüyordu. Ben bu seyahatten büyük keyif
aldım. Bakü tahminimden daha da güzeldi. Sözün özü; Katilikle
burada olmaktan öteri çoh hoşbeht oldum. :)