

gezi
225
Eski şehirdeki istikametimiz önce Şirvanşahlar Sarayı idi.
Saraya doğru yol alırken önümüze meşhur kalpaklar ve an-
tikacılar çıkıyor. Kalpakları deniyor ve hayran kalınası anti-
ka parçaları inceliyorduk. Ruslan burada antikaları pahalıya
alabileceğimizi ve bizi daha ucuz bir yere götürebileceğini
söylüyor. Bizde kanıyor ve beğendiğimiz parçaları bırakıyor
ve elimizdeki manatları (Azerbaycan parası) bir sonraki
günkü pazar yerine saklıyoruz. Yürüyüşümüz esnasında
karşımıza bir sanat evi çıkıyor. Sanat evi çevresindeki her
şeyi değerlendirip birer sanat eserine çevirmiş. Penceresin-
deki süsten karşısında bulunan ağaçlara kadar her birine
sanatın güzelliğini yansıtmış.
Saray gezisinin ardından ziyaret etmekten büyük keyif aldı-
ğımız Minyatür Kitap Müzesi’ne giriyoruz. Müze Guinness
Rekorlar kitabına girmiş ve müzede birçok ülkeye ait kitap-
lar ve din kitaplarının en minyatür halleri bulunuyor. Ruslan
burada bize güzel bir jest yapıyor ve 1 Manat’a minyatür
kitap alıp her birimize hediye ediyor.
Yürüyüşümüz sonrasında Şirvanşahlar Sarayı’na varıyoruz.
Sarayın önü Şehitlikteki gibi yine Azerbaycanlı çocuklar-
la dolu. Çünkü Azerbaycan’da eğitim 6 gün ve 6. Güne
denk gelen Cumartesi günüde sosyal aktivitelere ayrılmış.
Çocuklar öğretmenlerinin öncülüğünde dikkatlice sarayı
geziyorlar ve tarihlerini can kulağıyla dinliyorlar. Saray çok
büyük ve bizim programımız yoğun diye belli yerlerini gezi-
yoruz. Bu arada Ruslan saraylara ilgili ilginç bilgileri bizimle
paylaşıyor. Mesela Azerbaycan’da öğretmenlere büyük bir
saygı duyuluyor. Bu ülkenin geçmiş tarihinden günümüze
uzanıyor. Sarayda şah çocuklarının eğitim gördüğü yere
giriyoruz ve kız çocuklar için ayrı bir oda bulunuyor. Odanın
biri küçük diğeri büyük olmak üzere iki kapısı bulunuyor.
Burada şah kızı da olsan öğretmen senden üstündür
mesajı veriliyor ve öğrenciler küçük kapıdan öğretmenler
ise büyük kapıdan geçiyor. Bu arada Azerbaycan’da eğitime
büyük önem veriliyor ve halkın %90’nı üniversite mezunu.
Hatta öyle ki bir ‘subay’ (bekar) üniversite mezunu değil
ise ona kız verilmezmiş ve ‘bekar’ (ipsiz sapsız) gözüyle
bakılırmış.
Sanat Her Yerde
Minyatür Kitap Müzesi
Öğretmene Saygı
Geçmişten Günümüze
Uzanıyor