Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  220 / 260 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 220 / 260 Next Page
Page Background

gezi

218

Pek çok turistin ziyaret ettiği Yeni Camii’nin 20 sütunlu, 24 kubbeli revaklı

avlusunda öncelikle sekizgen şadırvan çıkıyor karşımıza. Caminin dış

cephesindeki ve şadırvandaki ince el işçiliğini seyre daldığımız esnada

Brezilyalı bir turist daha önce mimarisi böylesine güzel bir yapıyla karşılaş-

madığını belirterek bizden Yeni Camii’nin avlusunda fotoğrafını çekmemizi

rica ediyor. Koltuklarımız kabara kabara turistin ricasını yerine getiriyor ve

ardından mistik havasıyla bizi kendine çeken caminin içine giriyoruz.

Caminin içerisine girer gir-

mez başımızı yukarı kaldırıp

dört fil ayağına oturtulmuş

görkemli ana kubbeyi

fotoğraflıyoruz. Kafamızı ne

yöne çevirsek çini, vitray

ve hat sanatının en güzel

örneklerine şahit oluyoruz.

Pencere üstlerindeki Hattat

Tenekecizade Mustafa

Çelebi’nin hat çalışmaları,

17. yüzyıla ait mavi ve yeşil

çiniler, nakış gibi ince ince

işlenen beyaz mermerden

mihrap ve minber arasında

adeta kayboluyoruz. İçimizin

huzurla dolduğu bu anlarda

yüzyıllar öncesine bir yolcu-

luğa çıkıyoruz. Bir müddet iç

sesimizi dinleyip Yaradan’a

dua ederek bu huzurlu anı

doyasıya yaşıyoruz.

Deyim yerindeyse küllerinden yeniden doğup yüzyıllar öncesinden günümüze

uzanmış ve şehrin dokusuyla bütünleşmiş Yeni Camii’nin mistik havasıyla

ruhumuzu doyurduktan sonra sıra acıkan karnımızı doyurmaya geliyor. Caminin

Mısır Çarşısı’na bakan kapısından dışarı çıkıp kendimizi insan kalabalığının

içine bırakıyoruz. “Eminönü’nün simgesi olan balık-ekmek yemeden olmaz”

deyip sahildeki balık-ekmekçilerden birine giriyoruz. Galata Köprüsü’ne karşı

damaklarımızda unutulmaz bir tat bırakan mütevazı bir ziyafet çekiyoruz. Enfes

balık-ekmekle karnımızı doyurduktan sonra Gülhane Parkı’na gitmek için tram-

vaya atlayıp Gülhane durağında iniyoruz.