Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  214 / 260 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 214 / 260 Next Page
Page Background

gezi

212

3.600 yıl önce büyük bir volkanik

patlamayla sulara gömülen Minos

Uygarlığı’nın merkezi olan bu ada,

1956 yılında tekrar volkanik bir

patlama yaşamıştı. Bir kısmı daha

sulara gömülen bu adada olmak ve

volkanik patlama olasılığını görerek

yaşamak yürek isterdi! Özellikle

balayı için tercih edilen bu sessiz

adada, ilk gecenizde volkanik patla-

manın olduğunu düşünsenize!

Ada öylesine yüksekti ve kıyısı nere-

deyse yok denecek kadar azdı ki, li-

manı olmadığından gemi yolcularını

filika ile adaya taşıyorlardı. Filikadan

sonra adaya tırmanış başlıyordu.

Tırmanış için üç seçenek vardı:

1. Teleferik

2. Katırlar

3. Ayaklarınız!

Katırlarla tırmansak, kim bilir kaç

dakika sürerdi… Hem katırlara da

yazıktı! Ayaklarıma ise güvenemiyor-

dum. İyisi mi birkaç dakikalık telefe-

rik yolculuğuyla tepeye tırmanmaktı!

Tepeye varınca beyaz badanalı tek ya da çift

katlı yapılar bizi karşıladı. Dar sokaklarındaki

dükkânları dolaşarak şehir merkezine doğru

yürümeye başladık. Volkanik bir ada olduğu için

volkanik taşlardan üretilmiş takılar ve biblolar

vitrinleri süslüyordu.

Şehir merkezi Fira’ya varınca uzunca bir taksi

kuyruğu karşıladı bizi. Adanın en büyük sıkıntıla-

rından biri, taksi miktarının az olması ile turistler

için ulaşımın sorun olmasıydı. Üşenmeyip otobüs

bulmaya çalıştık. Zaten başka çaremiz de yoktu!

Santorini’ye gelince mutlaka ama mutlaka Oia

Köyü’ne gitmek gerekiyordu. Sorup soruşturarak

Oia’ya giden otobüsü de bulmuştuk. Dar ve virajlı

dağ yolunu tırmanırken deniz tarafında oturanlar

gözlerini kapatıp kötü düşüncelerden uzak durma-

ya çalışıyordu. Evet, yol dardı… Evet, santimlerle

ölçülecek şekilde denizle aramızdaki mesafeyi

koruyorduk!

Sonunda Oia Köyü’ne vardık. Hava öylesine sıcak

ve güneş öylesine tepemizdeydi ki, bir an için

cehennemdeyim sandım. Fakat dimdik yamaçlara,

merdivenlerin yol olduğu beyaz evlere döşeli kuru-

lan sokakları görünce fikrim değişti. Aşağı doğru

bakınca denizin etkileyici maviliğiyle dans eden

bakımlı mı bakımlı beyaz evler içimi açtı.

Evlerin aralarındaki kocaman saksılarda yetiştiri-

len rengârenk çiçekler de bu manzarayı daha da

güzelleştiriyordu.

Bu Denize Giren Çıkamıyor!

Kamari, koyu renkte volkanik taşlara döşeli bir

sahildi. Yere havlumuzu serip tam yatmaya hazır-

lanırken “s” kelimesini telaffuzundan Yunanlı oldu-

ğunu anladığım bir kız, ağzı haşlanmış mısırla dolu

olarak konuşmaya başladı. Önce, söylediklerinin

bir şaka olduğunu ya da İngilizcesini anlamadığımı

sandım, ama biraz daha dikkatle dinleyince ne

dediğini doğru anladığımı gördüm.

“Ben şemsiyeye para verdim. Gölge benim göl-

gem. Havlunuzun kenarını çekin…”

Haydaaa! Hayatta böyle bir şey duymamıştım.

Bizim kalabalık mı kalabalık sahillerimizde bir

şemsiye gölgesinin çevresini kiraladığımızı ve

yer bulamayanların hasbelkader, güneşin de yer

değiştirmesiyle şemsiyemin gölgesinin bir köşe-

sinde kaldığını düşündüm. “Kalk oradan, ben para

verdim oraya!” desem, güneşin esmerleştirdiği

tenimde güzel de bir mor rengini hediye olarak

kazanırdım herhalde!

Genelleme yapmak istemiyorum ama

Yunanistan’da öyle değişik insanlarla karşılaştım

ki, dünyayı gezsem bu kadar değişik tepkileri olan

insanları bir araya toplayamazdım!

Tövbeler çekerek, elimden bir kaza çıkmaması

için kızdan çoook uzak bir yere taşındık. Denizin

tuzlu suyu sinirimizi alırdı ne de olsa!

Volkanik taşlara ayaklarım gömülerek denize bir

Santorini’ye gelip bu manzaranın güzelliğinden

çalıp fotoğraf çekilmemek olmazdı! Sıcak bu-

naltınca bir sahile gitmek gerektiğini düşündük.

Oia Köyü’nden merkeze yürüyüp “Turist Bilgi

Merkezi”nden nereye gidebileceğimizi öğrenmek ve

bir harita edinmek istedim. Fakat görevli kadınlar o

kadar ilgisiz ve mutsuzdular ki, ağızlarını açıp yar-

dım için tek söz söylemeye üşenirken, haritalarının

olmadığını büyük bir keyifle söyleyebildiler. Tekrar

otobüs ve Fira yolları göründü bize… Fira’dan tekrar

otobüs ve Kamari Beach’e hoş gelmiştik!