gezi
210
Anlaşılan Midilli’ye çok fazla Türk turist geliyordu.
Gelir gelmez Duty Free’de Türkçe bir uyarının yazılı
olduğu kağıt ilgimi çekti. “Lütfen Parfüm Kutularını
Açmayınız!”… Demek ki Türkler o kadar çok par-
füm kutusunu açmıştı ki, Yunanlılar artık Türkçe
bir uyarı yazmak durumunda kalmışlardı!
Midilli Limanı’nın 20 metre ilerisindeki “Midilli
Arkeoloji Müzesi” görülmeden olmazdı… İki katlı
bir yapının içine konumlandırılan müzede yüzlerce
yıl öncesinden kalma heykeller, mutfak aletleri yer
alıyordu. Pek fazla zengin bir müze değildi ve he-
men hemen her müzedeki gibi fotoğraf çekilmesi
yasaktı.
Tepesinde kalesiyle selam veren Midilli’de Plaz
isimli sahile gittik. Kişi başı 1 eurodan daha az
bir fiyatla girilen bu sahilde zeytin ağaçlarının
altındaki şezlonglara, sandalyelere kurulup sessiz,
sakin denize giriliyor ve tüm yorgunluklardan
arınılıyordu. Karşımda ise yıllarca “karşı kıyı”
olarak nitelediğim Midilli’ye baktığım, Edremit tüm
ihtişamıyla duruyordu. Gülümseyerek bir selam
çaktım vatanıma!
Paytak Petrus’un Kaçışı
Sabah gözlerimi açtığımda mavi pencereli, beyaz
badanalı evler karşıladı beni. Bu adanın ünü o
kadar çoktu ki, büyük yolcu gemileri küçücük
koylara demir atmış turistleri filikalarla adaya
gönderiyordu.
Çılgın eğlencelerin, dar sokakların, yel değirmenle-
rinin, Pelikan Petrus’un memleketi Mikanos’a hoş
gelmiştim!