

BURASI AGORA MEYHANESİ…
Kapısından girdiğimizde ilk olarak dikkatimizi Bizans kiremitle-
riyle örülü taştan duvarlar çekiyor. İçeride ise oldukça şık fakat
hala içinde tarihin izlerini barındıran bir mimariyle karşılaşıyoruz.
Birkaç fotoğraf çekmek istiyoruz. Orada çalışan bir beyefendi
bizi Agora’nın işletmecisi Ersin Kalkan ile tanıştırıyor. Ersin Bey
bize mekânın tarihçesini anlatıyor. İlk bakışta küçük gibi görünen
mekânın içeriye doğru ilerledikçe ne kadar büyük olduğunu fark
ediyoruz. Duvarlarda Zeki Müren ve birçok sanatçının orada çekil-
miş fotoğrafları dikkatimizi çekiyor. Agora’nın tarihi havasını kay-
betmemesi adına kullanılan eşyalarda ona göre seçilmiş. Oldukça
şık bir meyhane olmuş.
Meyhaneden çıktıktan sonra tekrardan yokuşlu sokaklarda ilerle-
meye devam ediyoruz. Oldukça yoruluyoruz fakat durmak aklımızın
ucundan geçmiyor. O kadar ki Balat sokakları bizi kendimizden
geçiren bir hava ile dolu. Sonunda bir başka durağımıza varıyoruz.
Tüm ihtişamı ile görkemli kırmızı bir bina…
OSMANLI İMTİYAZLI KİŞİLERİNİ YETİŞTİREN,
FENER RUM ERKEK LİSESİ( KIRMIZI MEKTEP)
İsmail Ağa Camii sokağına girdiğinizde bu muhteşem yapıyı hemen
fark ediyorsunuz. 1454 yılında kurulan ve bugüne kadar kesintisiz
eğitim sürdüren bu lisenin bir diğer adı Kırmızı Mektep ya da Kırmı-
zı Kale olarak bilinir. Osmanlı döneminde büyük önem taşıyan bu
okuldan mezun olmak, Osmanlı Devleti’nin imtiyazlı kişileri arasına
girmek demekti. Harikulade Haliç manzaralı bu okul, tam 560
yıldır ayakta dimdik durarak eğitim vermeye devam ediyor. Büyük
demir kapının ardında kalan okulu görebilmek için zile basıyoruz.
Ve kapı açılıyor. Genç bir kız bizi karşılıyor ve doğrudan Müdüre
Victoira Lemoplo’nun odasına götürüyor. Victoria Hanım’dan fotoğ-
raflar için izin aldıktan sonra biraz da bilgi alıyoruz. Bu muhteşem
güzellikteki büyük okulun toplamda 55 öğrencisi olduğunu öğreni-
yoruz. Bunu duymak bizi oldukça şaşırtıyor. Böyle büyük bir okulun
nasıl olurda bu kadar az öğrencisi olur. Bu gerçekten şaşırtıcı...
RUMLARIN ELİNDE BİR MOĞOL KİLİSESİ:
MERYEMİ KİLİSESİ (KANLI KİLİSE)
Okuldan çıkıp biraz ilerleyince Rumların elinde bir Moğol Kilisesi
olan Meryemi Kilisesi’ni yani diğer adı ile Kanlı Kilise’yi görüyoruz.
Fener’in Firketeci Sokağı’nda yer alan ve hala ibadete açık olan bu
kilise, Bizans döneminden kalma ve Osmanlı döneminde camiye
çevrilmeden Rumların ibadetine bırakılmış tek kilise olma özelliğini
taşıyor. İçeriye girdiğimiz zaman karşılaştığımız 10 asırlık geç-
miş ve mozaikler bizi adeta efsunluyor. Kilise’nin güzelliği kadar
hikâyesi de ilgi çekici. İmparator Michael VIII Palaceologus’un
gayri meşru kızı prenses Maria, önce Moğol hükümdarı Abak Han
ile evlendiriliyor. Fakat evlendikten bir süre sonra Abak Han’ın
öldürülmesinin ardından, Maria Moğolistan’dan İstanbul’a dönü-
yor. Günümüzde hala o günkü şekliyle olan manastırı ve kiliseyi
inşa ettiriyor. Kendisi de kilisenin yanındaki manastırda yaşamaya
başlıyor. Bu sayede Maria, Ktētorissa (kurucu) unvanını da almış
oluyor.
Kiliseden çıktıktan sonra bu kez yolun sağ tarafından ilerlemeye
başlıyoruz. Merdivenlerden etrafımızdaki tarihi evleri inceleyerek
aşağıya doğru inerken, buradaki insanların rahatlığı da dikkatimizi
çekiyor. Kimi kapısının önünde halı yıkıyor, kimi bahçesinde namaz
222
gezi
balat
Balat Çarşısı (Çıfıtçı Çarşısı)
Tozlu Raflar
Fener Rum Erkek Lisesi (Kırmızı Mektep)
Meryem Ana Kilisesi (Kanlı Kilise)