

el sanatları
212
Yurt dışı gezilerimden zaman buldukça yaptığım Türkiye programlarında en sevdiğim şehirlerden biri de Serhad ilimiz
Edirne’dir. Üstüne, kıyısına, köşesine biraz Bulgaristan, Yunanistan da ekleyerek, dört beş günlük harika bir tatil çıkartırım or-
taya… Edirne içinde ise neredeyse her yer yüzlerce ayrıntı içerir, tek tek anlatılası. Günlerce gezsek de bitmez. Şehir içindeki
tarihi camileri gezdirirken, ben ne kadar ayrıntıya girsem de, katılımcılarımızın neredeyse hepsinin başları arkaya devrilmiştir,
kemer ve kubbelerden, bunları tutan sütunlardan, şamdanlı avizelerden, kısacası yukarılardan gözlerini alamazlar.
OSMANLI ROCOCO SANATI EDİRNEKÂRİ
Serhad Şehri Edirne ve Unutulan Benzersiz Ustalık
A
ra sıra zorla da olsa konuklarımın ba-
kışlarını göz çizgimize getirir ve ilginç
ayrıntılara odaklanmalarını isterim.
Yakınına kadar gideriz, dokunmadan
olabildiğince yaklaşırız. Mimar Sinan’ın ustalık
eseri, Osmanlı Mimarisi’nin en büyük camile-
rinden Selimiye’nin içini de gezdirirken sıklıkla
başıma gelir bu durum… Örneğin caminin
ortasında bulunan Müezzin Mahfili en güzel
örneğidir bu ayrıntıların. Çünkü bu bölüm, cami
içine gelen yerli ve yabancı turistlerin belki de
dikkatlerini pek çekmeyen inanılmaz bir güzellik
daha barındırır üzerinde: Edirnekâri işlemeler.
Edirne işi ustalığın tek bir kelimede bir araya
geldiği Edirnekâri, altı yüz yıla uzanan geleneği
ile ahşap ve deri üzerine işlenmiş özen, zaman,
yaratıcılık, desen, renk ve motiflerin tümüdür.
Oymasından boya bezeğine, kakmasından
tavanına, trabzan kenarları ve ayaklarına, do-
laplardan çekmece ve sandıklara, şimdi sözünü
ettiğim Müezzin Mahfili frizlerine kadar...
Hazırlayan: Özge Ersu
Selimiye Camii-Müezzin Mahfili