haber
244
Sergi 1957 yılında Almanya’da doğan ZERO’nun kurucuları Heinz Mack, Otto Piene, Günther
Uecker’in eserleri ile akımın tinsel öncülüğünü üstlenmiş önemli sanatçılar Yves Klein, Piero Man-
zoni ve Lucio Fontana’nın farklı tekniklerde ürettiği 100’ün üzerinde eseri bir araya getiriyor. Kü-
ratörlüğünü ZERO Vakfı Kurucu Yöneticisi ve küratör Mattijs Visser’in üstlendiği sergi, ZERO’nun
omurgasını oluşturan Işık, Zaman, Boşluk, Renk ve Hareket temaları etrafında şekilleniyor.
Sergiyle ilgili yapılan basın toplantısında konuşan
SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, “Bir üniversite
müzesi olma misyonumuzla birlikte gerçekleş-
tirdiğimiz tüm sergilerde bir ‘aydınlatma’ görevi
üstleniyoruz. Bienal zamanı için tasarladığımız
sergilerin de çağdaş sanat gündemiyle paralel ol-
masına dikkat ediyoruz. ZERO sergisini gerçekleş-
tirmemizin öyküsü, bu önemli sanat ve düşünce
hareketinin kurucularından Heinz Mack’la 2014
yılı Mimarlık Bienali ile eşzamanlı açılışı yapılan
sergisi sırasında Venedik’te buluşmamızla başla-
dı. Dostluğumuz bugün Türkiye’deki sanatsever-
leri 20. yüzyıl ortasının en önemli avangart akımı,
ZERO ile tanıştırıyor. ZERO bizi geçmiş yıllara,
savaş sonrası dönemin Almanya’sına götürdü.
Orada bir avuç genç sanatçının hayalleri ile
ütopya gibi görünen bir düşünce kıvılcımının 10 yıl
boyunca Avrupa sanat ortamını nasıl da farklı-
laştırabildiğini hatırladık. ZERO, tüm Avrupa’yı
büyük bir yıkıma sürükleyen II. Dünya Savaşı
sonrasında savaşın en derin izlerini bıraktığı
Almanya’da doğdu. Sanatçılar Otto Piene ve Heinz
Mack’ın ‘karamsarlıktan silkinip, her şeye sıfırdan
başlama’ önerisine sanatçı Günther Uecker’in de
katılmasıyla ZERO hareketi başladı. Akıma ilham
veren Yves Klein, Lucio Fontana ve Piero Man-
zoni gibi isimlerle birlikte kısa sürede Avrupa’nın
hemen her köşesinden pek çok sanatçı ZERO
düşüncesi etrafında kendisine bir yer buldu;
Japonya’ya kadar uzanan bir katılım gerçekleşti.
Heinz Mack 1967 yılındaki son sergide ZERO’nun
sona erdiğini ilan ettiği zaman, ZERO düşüncesi
sadece 10 yıllık ömrüne rağmen Avrupa 20. yüzyıl
çağdaş sanatının bir dönemine damgasını çoktan
vurmuştu. ZERO hareketi, içinde bulunduğu çağın
bir ürünüydü. Yepyeni teknolojilerin ortaya çıktığı,
uzay yarışının bütün hızı ile sürdüğü, Ay’a hatta
yıldızlara ulaşmanın bir hayal olmaktan çıktığı bir
dönemde, sanat da bu baş döndürücü gelişme-
lere ayak uyduracaktı. ZERO geleneksel sanatın
tuval ve çerçeveye hapsolmuş durağan anlayışına
karşı çıkarken, sürekli devinim içinde, izleyenleri
de iletişime davet eden yepyeni bir yol izledi,
çağdaş teknolojiler çağdaş sanat anlayışlarında
fazlasıyla yer buldu. Ancak odak noktası daima
4, 3, 2, 1, ZERO
S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Akbank Sanat işbirliğiyle 20. yüzyılın en büyük uluslararası sanat ağı
ZERO’nun yenilikçi ve dinamik ruhunu galerilerinde ağırlıyor. Eylül 2015 itibariyle S.Ü. Sakıp Sabancı
Müzesi’nde ziyarete açılan ZERO Geleceğe Geri Sayım sergisi, II. Dünya Savaşı sonrası dünyaya hakim olan du-
rağan ve olumsuz atmosfere bir cevap olarak doğan ve adını bir roketin kalkmasından önceki geri sayımdan alan
ZERO akımına odaklanıyor. ZERO sergisi, 10 Ocak 2016 tarihine kadar SSM’de ziyaret edilebilecek.
‘Zero Akımı’ Çığır Açan Eserleriyle Sakıp Sabancı Müzesi’nde