Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  251 / 260 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 251 / 260 Next Page
Page Background

kitap

Japon kiraz çiçeği sakura şansı,

bolluğu, uzun ömrü, yaşama sevin-

cini ve barışı simgeler. Aynı zaman-

da dişiliğin, tazeliğin, gençliğin,

güzelliğin, masumiyetin, kırılganlığın

ve soyun devamlılığının yani kadının

da simgesidir. Sakuranın ömrü bir-iki

hafta sürer. En güzel, en olgun olduğu

dönemde solmadan, kurumadan

bir anda dalından düşüveren sakura

çiçekleri, ölümün birdenbire gelebi-

leceğini bizlere hatırlatır. Sakura ile

her ilkbaharda yeniden açan bir çiçek

gibi yeniden doğmak mümkün, ölüm

yakamıza yapışmış olsa bile...

“Gözlerindeki Şu Hüznü Gidermek İçin Ne

Yapmalı?” önceki evliliklerinde aldıkları ya-

raların izlerini hâlâ taşıyan müzik tutkunu

Yasemin ile akademisyen Mehmet’in birkaç

güne sığan öyküsü...

Bu öyküde Gülayşe Koçak cinsellikten

aldatmaya, çocuk yapmaktan iletişimsizliğe,

kadınlık-erkeklik hallerini ve kadın-erkek

ilişkilerinin çeşitli boyutlarını işliyor.

Gülayşe Koçak’ın “Gözlerindeki Şu Hüznü

Gidermek İçin Ne Yapmalı?” adlı kitabını

elinizden düşüremeyeceksiniz...

Uluslararası çoksatanlar listesine

girmiş ve 8 milyonu aşkın kişi tarafın-

dan okunmuş olan Uçurtma Avcısı,

hem 2006 hem de 2007’de Penguin/

Orange Readers’s Group Ödülü’nü

kazandı. Uçurtma Avcısı arkadaşlık,

ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin

bir roman. Babalar ve oğullar, ba-

baların oğullarına etkileri, sevgileri,

fedakârlıkları ve yalanları...

Kabil’de monarşinin son yıllarında

birlikte büyüyen Emir ile Hasan’ın

ileride kesişen yaşamlarını bir solukta

okuyacaksınız...

“Her şeyi örten kalın bir sis çökmüş

Öland Adası’nın üzerine. Sis aralan-

dığında beş yaşındaki bir erkek çocu-

ğunun cansız bedeni çıkacak ortaya.

Sisle birlikte kasabanın belleği de

aralanacak sanki. Başka ölüler, başka

suçlar, başka suç ortaklıkları…

Ortaya çıkmayan yalnızca katiller…

Sisin içerisinde ipuçlarını toplayacak

olan da külyutmaz bir dedektif değil,

yirmi yıl önce ortadan kaybolan toru-

nunun akıbetini öğrenmeye çalışan

Gerlof’tur. Denizlerin sırrını bilen

Gerlof sisin sırrını da çözecektir.”

Sabahattin Ali’nin unutulmaz eseri

toplumsal gündemin kişilikler üzerin-

deki baskısını ve güçsüz insanın kapana

kısılmışlığını gösteriyor.

“İsteyip istemediğimi doğru dürüst

bilmediğim, fakat neticesi aleyhime

çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu

nevi söz ve fiillerimin daimi mesulünü

bulmuştum. Buna içimdeki şeytan di-

yordum... Hâlbuki ne şeytanı azizim, ne

şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salak-

lığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan

pek de kurnazca olmayan bir kaçamak

yolu... İçimizde şeytan yok...”

1977 sonbaharındaHarvard’ı yeni bitir-

miş genç bir Yahudi, Massachusetts’te

Cambridge caddelerinde Tunuslu taksi

şoförü Kalaş ile tanışır. Amerikalılara

lakabını aldığı Kalaşnikof tüfeği gibi

ateş püsküren bu değişik Arap; kah-

ramanımızın hayatını, insanlarla ve

özellikle kadınlarla ilişkisini değiştirir.

Kahramanımız, bir yandan yüksek lisans

konusu olan 17. yüzyıl İngiliz edebiyatıy-

la ve hocalarıyla uğraşırken, bir yandan

da Kalaş aracılığıyla Amerika’da yerleşik

yabancı olmak konusunda çarpıcı bir

eğitim alacaktır.

249

KABULJAN MURZAEV

GÜLAYŞE KOÇAK

KHALED HOSSEINI

JOHAN THEORIN

SABAHATTİN ALİ

ZİYA CELAYİROĞLU

Sakura Yeniden Doğuyoru

Gözlerindeki Şu Hüznü

Gidermek İçin Ne Yapmalı?

Uçurtma Avcısı

Ölülerin Yankıları

İçimizdeki Şeytan

Harvard Meydanı