

istiyoruz. Ülke sayılarını artırmanın yanı sıra, yurt dı-
şında da mağaza açmak istiyoruz. Fakat bunu sade-
ce düşünüyoruz. Çünkü eleman bulamadığımız için
arkadaki üretim kısmı sıkıntılı oluyor. Buda ister iste-
mez kendimizi geri çekmemize neden oluyor. Piyasa-
da işsizlik var diyorlar. Fakat ben buna inanmıyorum.
Biz işçi bulmakta zorlanıyoruz.
Birazda koleksiyonlarınızdan bahsedersek… Armo-
ni Life Mobilya 2015 yılını nasıl bir koleksiyonla
karşılayacak?
Yeni sezonda genelde açık renkler hakim. El işçiliğine
dayalı pentür çalışmalar, gölgelendirilmiş cilalar çok
var. 2015 yılı için şimdiden 6 ayrı gurup hazırladık.
Önümüzdeki günlerde reyonlarımıza koyacağız. Biz
modayı önden takip edebiliyoruz. Çok çalıştığımız için
işlerimizde iyi gidiyor. Ortaklarımın da işlerini bilinçli
yapması bize çok büyük artı kazandırıyor. Bunun yanı
sıra bizim ufkumuz ve vizyonumuz çok geniş. Ucuza
mal etmek amacında değiliz. Biz iyi ürün imal etmeye
çalışıyoruz. Bunu zaten müşteri de gördüğünde anla-
yabiliyor.
“İNSANLARIN BİRBİRİNİN
NE SATTIĞINA BAKIP ‘AYNISINI
BENDE YAPAYIM’ DÜŞÜNCESİNİ
BIRAKMALARI GEREKİYOR!”
2015 yılı için 6 gurup yaptığınızı söylediniz. Bunla-
rın özellikleri nelerdir?
Bu guruplar birinci sınıf ağaçtan tamamen el oyması
klasik ürünler oldu. Kumaşları özel olarak kendi ver-
diğimiz modeller doğrultusunda dokutuyoruz. Çünkü
herkes de olanı kopyalayıp yapmak bize doğru gel-
miyor. Zaten bunu da müşteriler fark ediyor. Özellik-
le şunu söylemek isterim ki, insanların birbirinin ne
sattığına bakıp ‘aynısını bende yapayım’ düşüncesi-
ni bırakmaları gerekiyor. Taklit gerçekten bize zarar
veriyor. Taklit eden firmalar ise sadece günü kurtarı-
yorlar. Ama günün sonunda gerçek zarar eden onlar
oluyorlar.
röportaj
armoni life
137
İtalyan mobilyası ile farkımız hiç yok, aslına
bakarsanız daha iyiyiz bile denilebilir. Biz es-
kiden oradaki mobilyalara hayranlıkla bakardık.
El işçiliklerini çok beğenirdik. Halbuki poliüre-
tan üründen yapılıyormuş. Bizde şimdi onlar-
dan bir tık üste çıkabilmek adına, poliüretan
kullanmıyoruz. Tamamen gerçek ağaç ve el
oymaları ile mesleğimizi icra ediyoruz.
Özellikle şunu söylemek isterim ki, insanların
birbirinin ne sattığına bakıp ‘Aynısını bende
yapayım’ düşüncesini bırakmaları gerekiyor.
Taklit gerçekten bize zarar veriyor. Taklit eden fir-
malar ise sadece günü kurtarıyorlar. Ama günün
sonunda gerçek zarar eden onlar oluyorlar.
İç Mimar Nazlı Gözde Arıöz - Tekin Tulum - İç Mimar Eren Şentürk