

dekorasyon
186
Modern, Klasik, Şık…
Farklı mimari çizgilere sahip binaların yükseldiği İstanbul’da,
dış cephe mimarisi ile Mövenpick Hotel Istanbul’un
4.Le-vent’teki 20 katlı binası dikkat çekiyor. Mövenpick Hotel
Istanbul’un dış cephesinde yer alan geometrik bezeme ve
süslemeler, yapıyı özgün kılarken geçmişe götüren nostaljik
havası ile de 1920-30’lu yıllara damgasını vuran art-deco
mimarisinden de esintiler taşıyor. 19. yüzyılın son çeyreğinde
Chicago’da başlayan ve yapıyı önceki dönemlere ait bir örtü ile
giydirip çağdaş olanak ve gereksinmeleri kullanma olarak da
nitelendirilen bu akımın etkileri Mövenpick Hotel Istanbul’un dış
cephesinde göze çarpıyor.
Modern, klasik ve şık... Mövenpick Hotel Istanbul daha kapısın-
dan içeri adım attığınız andan itibaren üzerinizde işte böyle bir
etki bırakıyor. Lobiye girer girmez ilk dikkatinizi çeken, sütun-
lardan aşağıya sarkan lambalar; aydınlatma yumuşak ve sıcak.
Geniş ve rahat boyutlarda tasarlanmış mobilyalar, otelin tamamı-
na da hakim olan kahve ve bej tonlarda.
Resepsiyonun hemen arkasında ünlü heykeltıraş ve tasarım-
cı Seçkin Pirim’in bir eseri yer alıyor. Lobiden girişte sağda,
BarAdoX’ta ise, her katmanında İstanbul’un farklı bir dönemini
anlatan, ünlü ressam İsmail Acar’a ait bir eser bulunuyor.
Lobinin sonuna yer alan AzzuR Restaurant’a doğru giderken
sağda çağdaş sanatçılarımızdan Yılmaz Zenger’in, otelin fuaye
alanından başlayıp lobiye uzanan 9 metre boyundaki heykelini
göreceksiniz. Dünyaca ünlü mimar, endüstri ürünleri tasarım-
cısı, ressam ve heykeltıraş Yılmaz Zenger’in Türkiye’deki ilk
sanat eseri olan bu heykel, İstanbul’un kültürel katmanlarını
masalsı bir dille anlatıyor.
Mövenpick Hotel Istanbul’da pek çok beş yıldızlı otelde görmeye
alıştığımız gravür ya da resimlerin yerini Türk sanatçıların eserleri
ve odalarının duvarlarını süsleyen siyah-beyaz İstanbul fotoğrafları
alıyor. Sanat eserlerindeki temalar daha çağdaş ve modern bir
biçimde sunuluyor. İçerikte eskiye bağlı kalınmış ama sunumda
modern bir çizgi yakalanmaya çalışılmış.