el sanatları
196
KİLİM SANATI:
ZEMİNDE COĞRAFYALARIN İZLERİ
Üzerinde yaşadığımız bu toprakların hikâyelerini,
rivayetlerini anlatan; Anadolu insanının ilmek ilmek
dokuduğu kilimler kullanıldığı mekana özgün bir hava
katıyor. İpliğinden boyasına, deseninden tezgahta
geçirilen süreye kadar büyük bir emeğin ürünü olan
kilimler yaşam alanlarına kattığı esintinin yanı sıra
onu dokuyan kişinin acılarını, sevdalarını, umutlarını
yansıtması bakımından büyük önem taşıyor.
Duyguların ilmek ilmek işlendiği kilimler yüzyıllardır
bu toprakların izlerini zeminlere taşımakta…
B
ilinen en eski dokuma türü olan kilim Anadolu’nun her yöresinde dokunmuş ve dokunmaya devam
etmektedir. Araştırmacılar insanların döşeme, örtü ve yaygı gereksinimlerini karşılamak amacıyla yün iplikleri
birbirinin arasından bir alttan bir üstten geçirerek kilim yaptıklarını, daha sonra bu ipliklerin arasına yün
iplikleri düğümleyerek halı dokuduklarını söylemektedir. Göçebe kavimlerin kullandığı başlıca dokuma ürünlerinden
biri olan kilimin halıdan ayrılan en karakteristik özelliği ise deseninin ve yüzeyinin halıdaki gibi çözgülerin üstüne
tek tek atılan ilmiklerden ibaret olmayışıdır. Kilim, çözgü aralarında sürekli gidip gelen renkli atkı yumaklarıyla ya da
mekiklerle dokunur.
S
elçuklu Dönemi’nde çok
gelişmiş olan dokumacılığın
en yaygın türlerinden birinin
de kilim olduğu sanılmaktadır.
Dokumalar nem ve benzeri dış
etkenlerle kolay çürüdükleri için bu el
sanatı ürünlerinin en eski örneklerine
ilişkin çok az bulgu vardır. Anadolu
kilim sanatının ele geçebilen ilk
örnekleri 16. yüzyıla tarihlenmektedir.
Parlak ve canlı renkleri, kuvvetli
desenleriyle Anadolu’da dokunan
kilimler bugün de gözleri ve ruhları
okşayan görünüşleriyle eski bir sanatın
özelliğine sahiptirler.