Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  201 / 244 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 201 / 244 Next Page
Page Background

için vezirini çağırır ve “Bir oyun hazırlayın! Ancak

öyle bir oyun olsun ki, hayatı anlatsın!” der. Aylar-

ca süren hazırlıklar sonunda ortaya satranç çıkar.

Krala oyunun tüm kuralları anlatılır. Hediye gön-

derilmeden önce kral hediyenin üzerine şu notu

iliştirir: “Hayat; bir sonraki hamleyi kestirebilmek

ve buna göre hareket etmektir.”

Pers İmparatoru dönemin en âlim veziri olan Bü-

zur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunu

çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hint İm-

paratoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun

icat etmesini ister. Vezir haftalarca çalıştıktan

sonra gönderilen satrancın her taş hareketini ve

oyunu çözer. Kısa bir süre sonra vezir elinde tavla

ile çıkagelir. Tavla, not yazma usulü bozulmadan

Hint Kralına şu notla gönderilir: “Evet, hayatta

ileriyi görebilmek ve doğru kararlar verebilmek

önemlidir; ancak şans faktörünü de unutmamak

gerekir.”

TAVLA, HAYATIN TEMEL SIRLARINI

İÇİNDE BARINDIRIR

Tavla oynarken önemli olan ne yenmek ne de ye-

nilmektir; sadece tavla oynamaktır. Çünkü tavla,

hayatın temel sırlarını içinde barındırır. Tavla oy-

nadığınız bir anı hatırlayın! Oynarken aldığınız

haz, yenmek ya da yenilmekten çok daha değerli-

dir. Tavlayı farklı yapan; keyifle ya da hırsla atılan

zarlar, alınan pullar, kırılan taşlar, dışarıya fırlayan

zarları bulma çabaları, bu sırada düşülen komik

durumlardır. Tıpkı hayatı yaşarken farkında ola-

rak ve hissederek yaşamak gibi…

Hint Kralı satrancı “Hayat; bir sonraki hamleyi

kestirebilmek ve buna göre hareket etmektir”

diye tanımlamıştı. Kralın dediği gibi, hayatta

doğru karar verebilmek ve ileriyi görebilmek

önemlidir. Ancak Pers İmparatorunun dediği

gibi de şans faktörünü unutmamak gerekir. Tav-

la yaradılışı itibariyle bizim taleplerimize göre

değil, akışa göre devinmektedir. O kadar plan

yaparız, strateji belirleriz ama bir zar gelir ne

yapacağımızı şaşırırız. İşte o anda, planlarımız

bozulmuştur ve biz değişen koşullara göre yeni-

den karar vermek durumundayızdır. İşleyiş bizi

bu noktaya taşır. Yok, ben hala kafamdaki gibi

oynayacağım diyerek direnme şansımız yoktur.

Direnirsek de geleceğimiz nokta yenilgidir. Ta-

bii buradaki yenilgi sadece direnmekten doğan

yenilgidir. Yoksa oyunun sonucu olan yenilgi

değil. Çünkü aslında tavlada ne kaybeden ne de

kazanan taraf vardır.

Tavlada iyi ya da kötü zar diye bir şey yoktur. Dü-

şeş (altı altı) eğer elinizde kırık pul varsa ve sa-

dece altı kapısı kapalıysa hiç de olumlu değildir.

Ancak pullarınızı topluyorsanız, tam da ihtiya-

cınız olandır. Aynı durum şüphesiz hep yek (bir

bir) için de geçerlidir. Tavlada razı gelmek vardır.

Karşımıza çıkan her yeni koşul ve durumu ka-

bul etmek durumundayızdır. Tıpkı hayatlarımız

gibi… Gelen zar her zaman istediğimiz gibi olma-

yabilir. Bunun için de ne zara ne de oyuna sövme

hakkımız yoktur.

Bir de tüm bunların dışında tavla oynarken karşı-

mızdakini tavına getirmemiz püf noktalardan bi-

ridir. Dilimiz sayesinde yeneceğimiz varken, yeni-

lebiliriz ya da yenileceğiniz varken yenebilirsiniz.

Öyle olmasa bile öyleymiş gibi yaparak olan anı

değiştirebiliriz. Olmasını istediğimiz şeyi

yaşam

tavla

199

Tavla oynarken

önemli olan ne

yenmek ne de

yenilmektir; sadece

tavla oynamaktır.

Çünkü tavla,

hayatın temel

sırlarını içinde

barındırır.

Günümüzde modern ve klasik usulde oy-

nanan tavlanın aslında oynanışında pek bir

farklılık yoktur. Farklılığı yaratan tek şey ise

zar tutma yani hile olmaması için modern

tavla oynayıcılarının kullandığı ahşaptan

yapılı zar kaplarıdır. Her iki oyuncu için

ayrı ayrı tasarlanmış üzeri cilalı oval ahşap

kutularda sallanan tarihinde kemikten yapılı

olduğu bilinen zarlara hitaben büyük bir ke-

yifle “haydi kemik!” diyerek sallanır ve ortaya

bırakılır.

Günümüzde Tavla Modern

Ve Klasik Usulde Oynanıyor